Topuk Dikeni Belirtileri
Sağlık / Aralık 20, 2017

Günün yorgunluğunu en çok ayaklar çeker. Bu nedenle onlara iyi bakmak zorundayız. Ayaklarınıza bir zarar geldiğinde yürüme bozuklukları yaşayabilir, gününüzü iyi geçirmeyebilirsiniz. Ayağınızda bir ağrı oluşuyorsa ve ne kadar dinlenseniz de bu ağrı geçmiyorsa topuk dikeni rahatsızlığından şüphelenebilirsiniz. Böyle bir durum karşısında doktora görünmek en iyi çözümdür. Topuk dikeni belirtileri sezdiğiniz zaman erken tedavi sizin sağlığınız için faydalı olacaktır.  Topuk Dikeni Nasıl Oluşur? Ayaklarınız gün boyu bütün yükü taşımakta. Onlara iyi bakmak, bakım yapmak yeterli olmayabilir. Topuk dikeni rahatsızlığına yakalanmamak için dikkat etmeniz gereken noktalar şunlardır: iyi bir ayakkabı seçmek, ağır yük taşımamak, sporda egzersizi fazla yapmamak, kilonuza dikkat etmek… Ayak rahatsızlıklarında en büyük problem seçtiğiniz ayakkabılar oluyor. Kötü yani ucuz ayakkabılar sonucu kemiklerde yamulma, topuk dikeni, parmaklarda şişme vb. sorunlar görülür. Bütçenizi iyi bir ayakkabıya ayırarak bu sıkıntıların yaşanmasını önleyebilirsiniz. Hızlı bir kilo alma da topuk dikeni belirtileri arasındadır. Ayaklara fazlaca yük bindiğinde bu tarz zorluklar yaşanır. Çoğunlukla gençlerde görülen bu rahatsızlık; ayak tabanında bir ağrı hissi ile başlıyor. Yeni spora başlangıcında yapılan çok fazla egzersiz, hızlı kilo alma, yanlış ayakkabı seçimleri vb. durumlarda ayak tabanındaki ağrı fazlalaşır ve dinlendiğiniz taktirde bu ağrı geçmez ve yürümede zorluklar çekersiniz. Topuk dikenini yalnızca ağrı ile anlayabilirsiniz. Geçmeyen ağrı sonucu topuk dikeninden…

Ne
Film / Kasım 12, 2017

Zaman ilerledikçe film tanımı değişmeye başlayarak kamera yardımıyla çekilen kısa kısa sahnelerin, senaryolar doğrultusunda yazılmış olan sahnelerin çekilip bir alette oynatılması şeklini aldı. Film tarihi çok eskilere dayanıyor denilemiyor çünkü dünyada ilk çekilen filtren istasyonunda çekilen bir belgesel filmiydi, insanların ilgisi o kadar azdı ki şimdi gala diye tarif ettiğimiz ilk gösteriminde sadece 33 kişi bulunmaktaydı. Bu film gösterime sunulurken 17 kısa film daha gösterime sunulmuştur. Filmler çok kısa oldukları ve tam anlamıyla bir şeyi tam anlatıma dökemediği için sadece dünyada çekilen ilk film adıyla kalmış ve çok kişinin bilgisi dâhilinde almıştır. Senaryosu, yönetmeniyle her şeyiyle çekilen ilk film ise 1902 yılında Georges Melies tarafından çekilmiştir. Filmin adı; Aya Yolculuk, filmde ise aya seyahat etmek isteyen bir kişi anlatılmaktadır. Türkiye’de ise 4 Kasım 1914’de gösterime giren çekildiği tarihler hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Fuat Uzkınay’ın çektiği Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı adlı belgesel Türk sinemasının ilk eseri olarak kabul görmüş fakat ne yazık ki çekilen bu filmin hiç bir kopyası günümüze ulaşmamıştır. Aslında Türk sinema tarihinde çoğu insanın bildiği bu bilginin yanı sıra bilmediği şu bilgi daha değerli ve gerçektir. Bu filmlerin çekim sırası 1. dünya savaşına denk gelmiştir. Yani aslında ilk çekilen Türk filmi Himmet Ağanın İzdivacı adlı bir filmdir,…

Ülkemizde Elektronik Alet Sayısı Kaçtır?
Elektronik / Ekim 16, 2017

Bu soruya yanıt verebilmek için öncelikle ülkemizin bu alandaki yolculuğuna kısa bir göz atmak hiç de fena olmayacaktır. Ülkemizde elektronik alet sayısı kaçtır? 3 milyon mu 5 milyon mu? Bunu anlamak için tarihte kısa bir yolculuğa çıkmak faydalı olacaktır. Sanayi devriminden sonra Avrupa, özellikle ikinci dünya savaşından sonra Almanya, endüstri ve sanayi elektroniği alanında büyük çalışmalar başlattı. Savaş yıllarında ve savaş sonrası yıllarda sanayi gelişimine büyük önem verdi ve bu konuda ciddi çalışmalar yaptı. Bütün bunların sonucunda bugün evlerimizde kullandığımız beyaz eşyalardan tutun da her gün elimizden bırakmadığımız akıllı cep telefonlarına kadar, hemen hemen tüm bilindik markaların altında Alman markası imzasını görmekteyiz. Hatta eski nesil büyüklerimizden şu lafı çok işitilmiştir. , Alman malıysa sağlamdır. Almanlar bu işi iyi yapar gibi… 1970 li yılların başında ilk defa evlere konuk olmuştu siyah beyaz televizyonlar. Ondan önce radyolar gene tek tük de olsa evlerin en özel köşelerini süslemekteydi. O yıllarda bir radyoya sahip olmak bile büyük bir ayrıcalık olarak görülüyordu. O yıllarda ülkedeki en ayrıcalıklı elektronik eşyalar, siyah beyaz televizyon ve radyolardı. Televizyonlar, sadece bir kaç hali vakti yerinde ailelerin evlerinde olur, değişik zamanlarda televizyon seyretmek için aile halkı ve akrabalar bir evde toplanırlardı. Televizyon sahibi olmak, bu gün lüks bir arabaya sahip…

İç Dekorasyonda Nelere Dikkat Edilmelidir?
Dekorasyon / Eylül 25, 2017

Dekorasyon; içinde yaşanılan mekanların kullanım amaçlarına uygun şekilde, en verimli, göze hoş gelen ve sanatsal şekilde düzenlenmesi işidir. İnsanlık tarihi gelişim sürecinde ihtiyaçların ve estetik anlayışın sürekli olarak değişip gelişmesi, dekorasyonun ayrı bir eğitim alanına dönüşmesine, buna bağlı olarak ta dekoratif materyaller üretim sektörünün hızla büyümesine yol açmıştır. Dekoratif ürünlerin alım satımı küresel ölçekte önemli bir yer edinme yolunda hızla ilerlemektedir. Örneğin siz bambu koltuğunuzda keyifle otururken, işleyip ihraç ettiğiniz granit İtalya’da bir Plaza’nın dış görünümünü güzelleştirmektedir. Estetik anlayışın gelişmesi geleneksel sanatlarında varlığını sürdürebilmesinin temel koşullarından birisi haline gelmiştir. Geleneksel sanatlar olan; kündekari, tezhip, çini, hat, ebru dekoratif özeliği ağır basan sanat dalları varlıklarını sürdürebilmek için toplumların estetik ve sanat anlayışlarının değişip gelişmesine ve dekoratif ürünlere daha fazla bütçe ayırmasına bağlıdır. Ama unutulmamalıdır ‘ki; estetik ve sanat anlayışı refah düzeyi yüksek toplumların önceliğidir. Açlıkla boğuşan yâda toplumsal kargaşa içindeki toplumların dekorasyon, sanatsal yaklaşım yâda estetik birincil önceliği değildir. Yaşadığımız dünyayı gözden geçirdiğimizde dekoratif malzemenin daha çok az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde üretilip, gelişmiş refah düzeyi yüksek ülkelerde tüketildiğini rahatlıkla görebiliyoruz. Bazen de tüketim toplumlarının kendi estetik ve sanatsal anlayışlarını tatmin adına gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin doğal zenginliklerini yağmaladıkları ve doğal güzelliklerini de yok ettiklerini gördüğümüz oluyor. Estetik…