Osmanlıda Kötüye Gidişin Unutulduğu Dönem: Lale Devri
Tarih / Eylül 14, 2014

Osmanlı Devleti açısından oldukça ehemmiyetli bir yere sahip olan Lale Devri, devletin hızla çözülmeye başlamasına paralel olarak ortaya çıkmıştır. Yaşanan bir çok soruna çözüm bulamayan Osmanlı devletinin bir çıkmaza sürüklendiği sıralarda 18.yüzyılda deşarj olma ve devleti kalkındıracak yeni arayışlar içine girilen dönem olarak nitelendirilen Lale Devri, dönem metodolojisi, veri kronolojisi ve buna benzer pek çok sorundan ötürü çeşitli anlamlandırma sıkıntıları yaşadığından, dönemsellik bağlamında değerlendirilmeden, devrin sona ermesine sebebiyet veren Patrona Halil İsyanı ile açıklanmaya çalışılmalıdır. Lale Devrini açıklamak için kullanılacak olan Tümdengelim metodu olayların muhtevası hakkında bilgi verdiği gibi, süreç-sonuç ilişkisi kurularak çok daha net anlatılabilecektir. Osmanlı Devletinde üst üste meydana gelen başarısızlıkların, batı’dan eksik kalındığını göstermesi üzerine devlet yeni arayışlar içerisine girmiş ve Avrupa’nın teknik donanımına ulaşma emeliyle farklılaşma ve yenilikçi atılımlara başlamıştır. Lale Devri de bu yenilikçi atılımın en güzel ve en somut örneğidir. Atılımları çatısı altında toplayan bir dönemdir. Lale Devri, III.Ahmet’in, 18.yüzyılda ki saltanatı ile Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın vekilliği zamanında geçen dönem olarak bilinmektedir. Aynı zamanda bu dönemde sanat faaliyetleri de oldukça ayyuka çıkmıştır. Edebiyat alanında Nedim, Sanat alanında ise Levni gibi sanatçılar ortaya çıkmıştır ve devletin desteği ile çok önemli eserler meydana getirmişlerdir. Osmanlının gerilemeyi yaşadığı ve bunu aynı zamanda derinden hissetmeye başladığı dönemde…

Şeyh Bedrettin
Tarih / Eylül 11, 2014

Şeyh Bedrettin, ilk Osmanlı döneminde yazdıklarıyla yer almış, siyasi ve döneme göre sıradışı olarak bilinen Osmanlı mutasavvıfı ve kazaskeri gibi pek çok alanda adından söz ettiren seçkin bir zat’tır. Yunanistan’ın Simavna kasabasında doğduğu bilinen Şeyh Bedrettin, Edirne’nin Fethi ile birlikte Edirne’ye yerleşmiştir. Edirne de hüküm süren Musa Çelebi’nin kazaskerlerinden olan Şeyh Bedrettin’in sosyalizme ve materyalizme kayan tuhaf ve çoğu kişilerce sapkın olarak nitelendirilebilecek fikirlere sahiptir. Onun taşıdığı bu fikirler daha sonra ki aydın fikriyatların menşeini oluşturmuştur. Bu da pek çok kişi tarafından karşıtlıkları olan ve çürütülmeye çalışılan bir tezdir. Ancak yine de bunları değerlendirebilecek bir vaziyet mevzu bahis değildir. Özellikle Şeyh Bedrettin’e karşı geliştirilmiş topyekun karalama kampanyaları, Muasır Din Tarihçileri’nden Ahmet Yaşar Ocak’a göre her yönüyle çürütülmüş ve kendisinin de belirttiği gibi Şeyh Bedrettin’in bir zındık, bir ateist olduğu doğruluğu hiçbir zaman hasıl olmamıştır. Bedrettin’in fikirlerine özellikle doğduğu ve yaşadığı yer olması bakımından Trakya ve Rumeli’de büyük bir saygı ve hoşgörü vardır. Fakat Anadolu’da aynı hakkaniyet örneğine rastlanılmamaktadır. Osmanlı Tarihinde yaşanan, üzerinde en çok araştırma yapılan konulardan olan ve adı ile müsemma olan Şeyh Bedrettin Olayının üzerinde en çok tartışılan konulardan olmasının sebebi yahut da sebepleri başlıca Osmanlı merkeziyetçiliğinin kurulmasını müteakip eden süreç içerisinde hasıl olmuş sosyolojik problemlerdir.

Dipfriz Termal Etiket
Etiketler / Eylül 3, 2014

Üst yüzeyi termal tabakadan oluşan dipfriz etiketin her iki yüzünde de koruyucu tabaka mevcuttur. Bu sayede aşırı soğuk ortamlarda uzun süre dayaıklı kalabilme özelliği taşımaktadır. Bu ortamlarda tercih edilmesinin bir diğer nedeni özel maddeden üretilmiş yapışkanıdır. Bu yapışkanı sayesinde derin dondurucu gibi yerlerde kristalize olma hali yaşamadan ürün üzerinde uzun süre kalıcılık sağlayabilmektedir. Dipfriz etiket termal özelliğe sahip olan diğer etiketlşer gibi neme ısıya alkole ve kimyasal maddelere karşı duyarlıdır. Bu etmenlerle etkileşime girdiğinde kararma özelliği göstermektedir. Soğuk hava depolarında saklanan ürünlerde, derin dondurucularda muhafaza edilmesi gereken gıda ürünleri üzerinde kullanılmaktadır.